FaLLeN_EYeS
Genel Kurmay Başkanı
|
|
|
|
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 27/10/08
Mesaj Sayısı : 162
Nerden : d.baqır
İş/Hobiler : webmaster/müzisyen
Lakap : FaLLeNEYeS
Rep sistemi Aktiflik: (16/100) Başarı Puanı: (50/100) Güçlülük: (100/100) |
|
|
|
|
|
Konu: FERİDÜDDÎN GENC-İ ŞEKER Perş. 30 Ekim 2008, 02:24 |
|
|
FERİDÜDDÎN GENC-İ ŞEKER
Hindistan'da yetişen evliyânın büyüklerindendir. Asıl adı Ferîdüddîn Mesûd’dur. Daha doğmadan kerâmetleri görülürdü.
Ramazan hilâli görülmemiş, ertesi gün oruç tutup tutmamakta tereddüt olmuştu. Genc-i Şeker’in babası Cemâleddîn Süleyman’dan fetva sormaya geldiler. O esnada bir zat ortaya çıkıp; “Niye merak ediyorsunuz? Bu gece Cemâleddîn Süleyman'ın evinde bir çocuk doğdu. Eğer çocuk bu gece yarısından sonra annesini emmemişse, hilâl görünmüş demektir.” dedi. Seher vakti Cemâleddîn Süleyman'ın evine gidip, annesine sorduklarında, yeni doğan bebeğin gece yarısından sonra emmediğini öğrendiler ve oruca başladılar. Ramazan ayı boyunca bu bebek, gündüz annesini hiç emmedi. Sadece iftar ve sahur arası emerdi.
Neden Şeker Genç Dendi
Câmiye giderken, yolda ayağı kayıp çamur dolu bir çukura düştü. Ağzına kaçan çamur, şeker hâline geldi. Hocası Kutbeddîn-i Bahtiyâr buyurdu ki: “Çamur ağzında şeker olduğuna göre, Allahü teâlâ seni tatlı biri yapacak, tatlı dilli olacaksın.” dedi. İnsanlar onu Şeker Genç diye anmaya başladılar.
Çok oruç tutuyor ve iftarda da yiyecek bir şey bulamıyordu. Bir gece açken ağzına küçük taşlar koydu. Bunlar, şeker parçaları hâline geldi. Hocası ona; “Genc-i Şeker (şeker hazinesi) dedi. Develeri şeker çuvalı taşıyan tüccara, ne taşıdığını sorunca, tüccar alay ederek; “Tuz” dedi. “Peki tuz olsun.” buyurdu. Tüccar Delhi şehrine varınca, şekerlerin tuz olduğunu görüp şaşkına döndü. Geri dönüp, Genc-i Şeker'den özür diledi. O da; “Peki şeker olsun.” deyince tuzlar tekrar şeker oldu. Birgün çok susamıştı. Su çekecek kovası yoktu. Şaşkın hâlde iken, iki ceylanın oraya geldiğini ve kuyudaki suyun yükseldiğini gördü. Ceylanlar su içip oradan ayrıldılar. Genc-i Şeker kuyunun yanına varınca, su aşağı çekildi. Buna şaşırıp; “Yâ Rabbi, bunun hikmeti ne?” dedi. Şöyle bir nida işitti: “Hayvanlar rahmetime güveniyorlar, suya kavuşuyorlar. Sen kovaya güvendiğin için, sudan mahrum kaldın.” Buna çok üzüldü. Tövbe istiğfar edip, 40 gün oruç tuttu. Sonra ağzına aldıkları şekere döndü.
EVL?YALAR |
|